-
1 kulak
kulak <- ğı> Ohr n; Gehör n; Kieme f des Fisches; MUS Instrument Wirbel m; Griff m; Streichbrett n am Pfluge;-e kulak asmamak nicht hinhören;buna dair kulak dolgunluğum var das weiß ich vom Hörensagen;kulaktan dolma Gerücht n; vom Hörensagen bekannt;kulak kabartmak seine Ohren spitzen;kulak kesilmek die Ohren aufsperren, die Ohren spitzen;kulak misafiri olmak zufällig mithören;-e kulak vermek zuhören D; Beachtung schenken D; hören (auf A);-in kulağı çınlasın fig ihm werden die Ohren klingen;kulağı kirişte olmak genau aufpassen, auf der Hut sein;kulağı okşamak gut klingen;kulağına küpe olmak fig sich (D) etwas hinter die Ohren schreiben -
2 kulak
1) Ohr nt\kulak kabartmak aufhorchen, die Ohren spitzen\kulak kesilmek ganz Ohr sein\kulak vermek lange Ohren machenbirine \kulak vermek jdm sein Ohr leihenkulağına inanmamak ( fam) seinen Ohren nicht trauen\kulaklarını tıkamak sich die Ohren zuhaltenağzı \kulaklarına varmak ( fam) von einem Ohr zum anderen strahlenbu sözümü kulağına küpe et! ( fam) schreib dir das hinter die Ohren!bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak ( fig) o ( fam) zum einen Ohr herein-, zum anderen wieder hinausgehenbir kimseye/şeye göz \kulak olmak auf jdn/etw aufpassen, auf jdn/etw achtenkepçe \kulak abstehende Ohren\kulak asmak hinhören\kulakla algılamak mit dem Gehör wahrnehmenkulağa hoş/komik gelmek angenehm/komisch klingenbir şey kulağına çalınmak von etw läuten hören
См. также в других словарях:
kulağına küpe olmak (veya etmek) — başa gelen bir durumdan alınan dersi unutmamak Bu sözümü kulağına küpe et kızım! R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük